ama bunlar gerçekleri değiştirmeyecektir.
ben de bu minvalde bazı gerçeklerden bahsetmek istiyorum.
90'lı yıllar şimdi düşündüğümüz zaman bir nostalji gibi algılansa da
aslında bu yıllarda çok şeyler gizli islam gerçekleriyle ilgili
bilmem hatırlar mısınız?
ben şahsen hatırlamıyorum,çünkü daha 3 yaşındaydım o zaman.
doksanlı yılların başında bir seçim oldu,
hizmet hareketi,bu seçimde kimi destekledi?
"o adam"ı desteklemedikleri aşikar.
doksanlar boyunca başka seçimler de gördü bu ülke
ve malum cemaat yine "o adam"ı desteklemediler.
ve "o adam"a bir darbe yapıldı,
doğal olarak malum yapı darbecileri destekledi.
o kadar gazete manşetine,tv haberine rağmen
şuan 28 şubat mağduru oynamaları ise yüzsüzlükleri,
şayet yüzleri kayış gibi olmuştu artık.
doksanlar boyunca orta doğu merkezli bazı olaylar cereyan etti.
doğal olarak müslümanları ilgilendiriyordu bu olaylar.
94 yıllarıydı, bu sefer hatırlıyorum o dönemi hayal meyal.
bir çeçen intifadası başladı.
malum yapı bu direnişe destek vermedi (tabanda uymayanlar olmuş olabilir,ama hareket olarak destek olmadı neticede)
bu dönemlerde bir başka olay ise bosna direnişidir.
malum yapı bu bosna direnişine de destek vermedi,doğal olarak.
patlamaya hazır bir bomba olan ırak'ı 2000'lerin başında patlattılar,
malum yapı yine mazlumları desteklemedi,doğal olarak.
bir afgan cihadı oldu,yine cihadı desteklemediler doğal olarak.
aslında bunların bu doğal halleri saymakla bitmez.
biz neticeye gelelim.
bu doğal halin sebebine inelim.
sebep çok basit.
bu kardeşceğizlerimiz diyalogcu oldukları için
hep diyalogdan yana oldular.
mesela yıllardır kanayan yaramız filistin,
onların hiç kanayan yarası olmadı,olamadı.
şimdi zayın zemaat yetkililerine değil kamu oyuna:
ben açıkça belirtmek istiyorum ki
şahıs olarak fethullah gülen den nefret eden bir insanım.
bosna da sustular,
çeçenistan da sustular,
afganistan da sustular,
patani de sustular,
ırak da sustular,
mısır da sustular,
keşmir de sustular,
doğu türkistan da sustular,
moro da sustular,
arakan da sustular,
mavi marmara da sustular,
filistin de zaten sus puslar,
türkiye de sustular,
.
.
.
kısaca hep sustular.
peki şimdi neden sesleri çok çıkıyor?
bu zamana kadar zulme karşı sesi çıkmamış bir hocaefendinin sesi neden şimdi hiç olmadığı kadar çıkıyor?
bu kadar susmuşken,
bir konuşmaya başlayıp,
onda da Allah rızası için konuşmayan
ve hoca efendilik taslayan bir adamdan
ben neden nefret etmeyeyim.
veya ben neden bu adamdan şüphelenmeyeyim?
şüpheliniyorum,
bakın çarpıtmayın,
sadece şüphe!
hoca efendi israil'in çarkına su taşıyan bir köle midir?
hoca efendinin bütün geçmişi,
bütün bağlantıları tespit edilmeli!
mesela rahmetli erbakan,
80'li yıllarda,
hoca efendinin vaazlarına gidenler için,
"şimdi cihad ettiğini zannederek,
ankaradan, manisadan otobüslerle
vaaza giden kardeşlerim,
siyonizmin çarkına su taşıyorsunuz,
uyanın,kendinize gelin!"
demiş midir?
bu da araştırılsın,
ve söylediklerinin haklılığı da araştırılsın.
son olarak,
var mısın ulan herkes iş tuttuğuyla haşrolunsun,
hatta sevdiğiyle!
ben varım.
bir de sizden bir isteğim var!
iki dakka adam olun,
vallahi çok değil,
iki dakka!