27 Mart 2013 Çarşamba

Hayat ve Ölüm!

twitter.com/delilermektebi

Ölüm,
Her canlının tadacağı;
ve her canlının kaçtığı mutlak son!

Bir gün işinizden,okulunuzdan çıkıp evinize giderken;
evinizden işinize veya okulunuza giderken;
alış-veriş yaparken;
arkadaşlarınızla gezerken;
Fatih'te Fevzi Paşa caddesi veya
herhangi bir semtte,
herhangi bir caddede
herhangi bir binanın çatısından
herhangi bir kiremit
veya sıvasından küçük bir beton parçası düşebilir
ve sizin başınıza isabet edebilir.
ya da çoluk çocuğunuzla
evinizin balkonunda otururken
bir magandanın silahından çıkan
kör bir kurşun size isabet edebilir ve ölebilirsiniz
veya bu kör kurşun
yanıbaşınızda bulunan
dünyada sahip olduğunuz en değerli varlığınız olduğunu o anda anlayacağınız
biricik yavrunuza isabet edebilir
ve bu durumsa sizi ölmekten beter eder.

Yolda yürürken ayağınız kayıp da düşmeniz için
mevsimin kış,havanın karlı,yerlerin de buzlu olmasına gerek yok
veya ayağınızın kaldırım taşı ve benzeri şeylere takılmasına da gerek yok.
çok küçük bir tansiyon değişimi sonucunda
dengenizi kaybedip,
kafanızı bir taşa ya da demire vurup ölebilirsiniz.
Ölmek için düşmeye,kurşuna,kiremit ya da sıva parçasına,
kaldırım taşına,kışa-kara ve bunlara benzer hiç bir unsura gerek yoktur.
Durup dururken,hiçbir sağlık sorununuz yokken;
hatta kendinizi sıhhatinizin zirvesinde gördüğünüz bir anda
doktorların anlam veremediği
ve beyin kanaması diyerek geçiştirdiği şekilde basitçe ölebilirsiniz.
Fakat ölmek için sebep aramaya da gerek yoktur.
Ölüm bir gerçektir ve öleceğiz.
Bir diğer gerçek de hayattır.

Ölmek için bir sebebe gerek yoktur,
ama yaşamak için sebeplere ihtiyacımız vardır
ve çoktur da sebeplerimiz.
Mesela,
küçük bir çocuğun ilkokul diplomasını alabilmesi için
büyümeye ihtiyacı vardır,
büyümek için de yaşamaya!
Bu çocuğumuz yaşayacak,büyüyecek;
ilkokul,lise,üniversite diplomalarını görecek;
yüksek lisans-doktora tezlerini yazacak.
Bu arada evlenecek,
çocuk sahibi olacak,
büyütecek,okutacak,evlendirecek...
Çocuğunuz tüm bunlara sahip olmak için
yaşamak isteyecek;
siz de tüm bunlara şahit olmak için!
Yani ne siz,ne çocuğunuz,ne de torununuz!
Hep bir şeyler için yaşamanız gerektiğini düşüneceksiniz.
Öyleyse ne yapmamız gerekiyor.
Ölümü beklemek mi?
Hayır!
Ölüm An'dır;Hayat Zaman!
An'ı yaşamak istiyorsan;
Zaman'ı iyi kullan!